2.
Tutuklama kararı için aranan
koşullar nelerdir?
3.
Kanunda öngörülen tutuklama
nedenleri nelerdir?
4.
Hangi Suçlarda Tutuklama Kararı
verilemez?
5.
Tutuklama kararını kim verir?
6.
Tutukluk kararına karşı hangi
hukuki yollara başvurulabilir?
7.
Kanunda tutukluluk hali için
öngörülen süreler nelerdir?
8.
Tutuklunun sahip olduğu haklar
nelerdir?
10.
Tutuklulukta geçen sürenin hukuki
etkisi nedir?
11.
Referans verilen ilgili yasal
mevzuat
Kişi
özgürlüğüne en ağır kısıtlamayı getiren tutuklama tedbiri, Anayasa’nın 19.
maddesinde, İnsan Hakları Avrupa Sözleşmesi’nin 5. maddesinde, Ceza Muhakemesi
Kanunu’nun ise 100. ila 109. maddeleri arasında hukuki düzenlemeye tabi
tutulmuştur.
Bu maddelerde gösterilen şartlar emredici
özelliktedir, tüm hakimleri ve mahkemeleri bağlar. Belgenin
başına gitmek için tıklayınız.
Hakkında
suç işlediğine yönelik kuvvetli şüphe bulunan, ancak suçu işleyip işlemediği
konusunda henüz bir kesin hüküm bulunmayan kişinin, Ceza Muhakemesi Kanunu'nun
öngördüğü şartların gerçekleşmesi halinde, özgürlüğünün hakim
kararıyla geçici olarak kaldırılmasına tutuklama denir. Bu durumdaki kişiye
tutuklu, içinde bulunduğu hukuki duruma ise tutukluluk denmektedir.
Tutuklama;
bir ceza değildir, arama, el koyma, yakalama, beden muayenesi, fizik kimliğin
tespiti gibi bir koruma tedbiridir.
Tutuklama ile güdülen amaç, suçüstü hallerde
yakalanan ve kaçma şüphesi bulunan kişilerin ileride verilecek bir mahkumiyet kararı sonucunda kaçmasının önüne geçmek ve
mahkumiyet kararının yerine gelmesini sağlamak veya delillerin ortada bulunduğu
hallerde bu delillerin karartılmasını engellemektir.
Hukuk
devleti ilkesinin bir gereği olarak tutuklu yargılamaların süratle bitirilmesi
ve hükmün açıklanması gerekir. Aksi takdirde tutuklama gerçek amacının dışında
yani bir koruma tedbiri olarak değil, bir ceza olarak uygulanmış sayılır.
Her
ne sebeple olursa olsun, hürriyeti kısıtlanan kişi, kısa sürede durumu hakkında
karar verilmesini ve bu kısıtlamanın kanuna aykırılığı halinde hemen serbest
bırakılmasını sağlamak amacıyla yetkili bir yargı merciine başvurma hakkına
sahiptir.
Bu
esaslar dışında bir işleme tabi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat
hukukunun genel prensiplerine göre, devlet tarafından ödenir. Belgenin
başına gitmek için tıklayınız.
Tutukluluk
zorunlu değil, ihtiyari bir koruma tedbiridir. Hakkında suç şüphesi bulunan
kişinin mutlaka tutuklanması zorunlu değildir.
Tutuklama
kararı verilebilmesi için gerçekleşmesi gereken iki koşul bulunmaktadır:
·
Kuvvetli suç şüphesinin varlığını
gösteren somut delillerin bulunması ve
·
Tutuklama nedeninin bulunması
İşin
önemi, verilmesi beklenen ceza veya güvenlik tedbiri ile ölçülü olmaması
halinde, tutuklama kararı verilemez. Belgenin başına gitmek
için tıklayınız.
CMK
100. Maddesinde aşağıdaki hallerde bir tutuklama nedeni var sayılabilir
denmektedir.
a)
Suç isnat edilen kişinin kaçması, saklanması veya kaçacağı şüphesini uyandıran
somut olgular varsa.
b)
Soruşturma veya yargılaması yapılan kişinin,
·
Delilleri yok etme, gizleme veya
değiştirmeye,
·
Tanık, mağdur veya başkaları üzerinde
baskı yapılması girişiminde bulunmaya dair kuvvetli şüphe oluşturan
davranışları tespit edilmiş ise tutuklama kararı verilebileceği
belirtilmektedir.
Ayrıca
Türk Ceza Kanunda suç olarak sayılan fiiller CMK 100/3- a maddesinde 11 başlık
olarak tek tek sayılmakta ve bu suçların işlendiğine dair kuvvetli şüphe olması
halinde de tutuklama nedenlerinin varlığı kabul edilmektedir.
CMK
100/3-b-c-d-e-f-g-h maddelerinde Bankalar Kanunu, Ateşli Silahlar Kanunu,
Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu, Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanunu, Terörle
Mücadele Kanunu gibi TCK dışında diğer kanunlara atıf yaparak bu kanunlarda yer
alan hükümlere aykırılık yaratan-suç sayılan fiillerin işlemesi halinde de tutuklama
yapılabileceği hükme bağlanmıştır. Belgenin başına gitmek için
tıklayınız.
·
Sadece adli para cezasını gerektiren
suçlarda veya
·
vücut dokunulmazlığına karşı kasten işlenenler hariç olmak
üzere hapis cezasının üst sınırı iki yıldan fazla olmayan suçlarda tutuklama
kararı verilemez. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.
·
Soruşturma aşamasında davet üzerine
Cumhuriyet Savcılığına gelen veya yakalanarak gözaltına alınan kişinin ilk
ifadesini alan
soruşturma savcısı, kişiyi, delil ve gerekçeleri ile birlikte
tutuklanması istemiyle Sulh Ceza Hakimine sevk eder.
Sulh
Ceza Hakimi, Cumhuriyet Savcılığının gerekçe ve
delillerini uygun ve yeterli
bulursa tutuklama kararını kişinin yüzüne karşı verir.
·
Ancak suçüstü hali ile gecikmesinde
sakınca bulunan hallerde Sulh Ceza Hakimi görevi
gereği kendiliğinden tutuklama kararı verme yetkisine sahiptir.
Tutuklama isteklerinde ve
kararlarında mutlaka gerekçe gösterilir ve adli kontrol uygulamasının yetersiz
kalacağını belirten hukuki ve fiili nedenlere yer verilir.
·
Kovuşturma (Yargılama) aşamasında da
yine Cumhuriyet Savcısının talebi ile yargılamayı yapan mahkeme hakimi tarafından tutuklama kararı verilir. Belgenin
başına gitmek için tıklayınız.
Tutuklama
kararına karşı itiraz yoluna başvurulabilir.
Soruşturma
aşamasında Savcılık talebi ile Sulh Ceza Hakimi
tarafından verilen; kovuşturma aşamasında ise yargılamayı yapan mahkemenin
verdiği tutuklama kararına karşı, kararın öğrenildiği günden itibaren yedi gün içinde karara itiraz edebilir.
İtiraz,
kararı veren makama verilecek bir dilekçe ile yazılı veya tutanağa geçirilmek
üzere zabıt katibine sözlü olarak da yapılabilir.
Bu
şekilde kararına itiraz edilen Sulh Ceza Hakimi veya
mahkeme, itirazı yerinde görürse kararını düzeltir; yerinde görmezse en çok üç
gün içinde itirazı incelemeye yetkili olan merciye
gönderir.
İtirazı incelemeye yetkili
merciler:
a)
Sulh ceza hakimliği kararlarına yapılan itirazların incelenmesi, o yerde birden
fazla sulh ceza hakimliğinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen
hakimliğe; son numaralı hakimlik için bir numaralı hakimliğe; tek sulh ceza
hakimliği varsa, en yakın ağır ceza mahkemesinin bulunduğu yerdeki sulh ceza
hakimliğine aittir.
b)
Asliye ceza mahkemesi hakimi tarafından verilen
kararlara yapılacak itirazların incelenmesi, yargı çevresinde bulundukları ağır
ceza mahkemesine ve bu mahkeme ile başkanı tarafından verilen kararlar
hakkındaki itirazların incelenmesi, o yerde ağır ceza mahkemesinin birden çok
dairesinin bulunması halinde, numara olarak kendisini izleyen daireye; son
numaralı daire için birinci daireye; o yerde ağır ceza mahkemesinin tek dairesi
varsa, en yakın ağır ceza mahkemesine aittir.
c)
Ağır ceza mahkemesinin ve başkanının tutuklama kararları hakkındaki itirazların
incelenmesini, numara olarak kendisini izleyen ağır ceza mahkemesi yapar. Son
numaralı ağır ceza mahkemesinin kararını birinci ağır ceza mahkemesi inceler. O
yerde tek ağır ceza mahkemesi varsa en yakın ağır ceza mahkemesi itirazı
inceler.
d)
Bölge adliye mahkemesi ceza dairelerinin kararları ile Yargıtay ceza
dairelerinin esas mahkeme olarak baktıkları davalarda verdikleri kararlara
yapılan itirazlarda; üyenin kararını görevli olduğu dairenin başkanı, daire
başkanı ile ceza dairesinin kararını numara itibarıyla izleyen ceza dairesi;
son numaralı daire söz konusu ise birinci ceza dairesi inceler.
İtiraz
hakkında duruşma yapılmaksızın karar verilir. Ancak, gerekli görüldüğünde
Cumhuriyet savcısı ve sonra müdafi veya vekil dinlenir.
Karar
mümkün olan en kısa sürede verilir. İtiraz yerinde görülürse tutukluluk kararı
kaldırılır, kişi derhal serbest bırakılır. Belgenin başına
gitmek için tıklayınız.
Ağır
ceza mahkemesinin görevine girmeyen işlerde, diğer bir ifadeyle asliye cezalık
suçlarda tutukluluk süresi en çok bir yıldır. Ancak bu süre, zorunlu hallerde
gerekçeleri gösterilerek altı ay daha uzatılabilir (CMK md.102/1).
Ağır
ceza mahkemesinin görevine giren işlerde, tutukluluk süresi en çok iki yıldır.
Bu süre zorunlu hallerde, gerekçesi gösterilerek en fazla üç yıl uzatılabilir.
Ancak Türk Ceza Kanunu’nda düzenlenen Devletin Güvenliğine Karşı Suçlar,
Anayasal Düzene ve Bu Düzenin İşleyişine Karşı Suçlar, Milli Savunmaya Karşı
Suçlar, Devlet Sırlarına Karşı Suçlar ve Casusluk Suçu ile Terörle Mücadele
Kanunu kapsamına giren suçlarda tutukluluk süresi en fazla beş yıla kadar
uzatılabilir
Cumhuriyet savcısı da tutuklama kararının geri
alınmasını isteyebilir.
Soruşturma
evresinde Cumhuriyet savcısı adli kontrol veya tutuklamanın artık gereksiz
olduğu kanısına varacak olursa, şüpheliyi re'sen
serbest bırakır. Kovuşturmaya yer olmadığı kararı verildiğinde şüpheli serbest
kalır. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.
a)
Masumiyet karinesinden yararlanma hakkı.
Masumiyet karinesi, Anayasa'nın 38.
maddesinde, “Suçluluğu hükmen sabit
oluncaya kadar kimse suçlu sayılamaz" şeklinde düzenlenmiştir.
Anayasa’nın 36. maddesinde ise herkesin iddia ve savunma ile adil yargılanma
hakkına sahip olduğu belirtilmektedir.
Sanık
masumiyet karinesi gereği suçsuz sayıldığı için yargılama yapılmakta ve maddi
gerçeğe ulaşılmaya çalışılmaktadır. Maddi gerçeğe ulaşmak için suç isnadı
altında olan kişiden masum olduğunu ispat etmesi istenemez.
b)
Susma hakkı da savunma hakkının
bir parçasıdır.
c)
Tutuklunun delillerin toplanmasını
isteme hakkı vardır.
d)
Tutuklunun müdafiden yararlanma
hakkı vardır.
Tutuklu,
savunmasını yapmak üzere barodan istediği bir müdafii
seçme ve görevlendirme hakkına sahiptir. Bu konuda kurum görevlileri tutukluya
hiçbir tavsiye ve telkinde bulunamazlar
Gözaltına alınan kişi müdafi seçebilecek
durumda olmadığını beyan ederse, talebi doğrultusunda bir müdafi
görevlendirilir. Ancak alt sınırı beş yıldan fazla hapis cezasını gerektiren
suçlardan dolayı yapılan soruşturma ve kovuşturmalarda, kendisinin talebi
olmasa dahi bir müdafi görevlendirilir.
Tutuklu
vekaletname olmadan müdafi ile her zaman ve konuşulanları başkalarının
duyamayacağı bir ortamda görüşebilir. Ayrıca tutuklu ile müdafi yazılı iletişim
de kurabilirler. Bu yazışmalar denetime tabi tutulamaz. Ceza infaz kurumunun
düzeni içinde tutuklu ile müdafi arasındaki görüşme ve haberleşmeye hiçbir
suretle engel olunamaz ve kısıtlama getirilemez.
e) Tutukluluk
durumunun incelenmesi ve salıverilme talep hakkı
Soruşturma
ve kovuşturma evrelerinin her aşamasında tutuklu, salıverilmesini isteyebilir.
Yapılan
istem üzerine, hakim veya mahkemece, Cumhuriyet
savcısı, tutuklu veya müdafinin görüşü alındıktan sonra, üç gün içinde istemin
kabulüne, reddine veya adli kontrol uygulanmasına karar verilir.
Örgüt
faaliyeti çerçevesinde işlenen suçlar bakımından bu süre yedi gün olarak uygulanır.
Duruşma dışında bu karar verilirken Cumhuriyet savcısı, şüpheli, sanık veya
müdafinin görüşü alınmaz.
Mahkeme
tarafından bir karar verilmesi üzerine dosyanın istinaf yoluyla Bölge Adliye
Mahkemesine veya Yargıtay’a gönderilmesi aşamalarında da salıverilme istemi
hakkındaki karar, Bölge Adliye Mahkemesi veya Yargıtay ilgili dairesi veya
Yargıtay Ceza Genel Kurulunca dosya üzerinde yapılacak incelemeden sonra
verilir; bu karar re’sen de verilebilir.
f)
Tutuklananın durumunun yakınlarına bildirilmesi talep hakkı
Tutuklama ve tutuklamanın
uzatılmasına ilişkin her karardan tutuklunun bir yakınına veya belirlediği bir
kişiye, hakimin kararıyla gecikmeksizin haber verilir.
Ayrıca,
soruşturmanın amacını tehlikeye düşürmemek kaydıyla, tutuklunun tutuklamayı bir
yakınına veya belirlediği bir kişiye bizzat bildirmesine de izin verilir.
Şüpheli
veya sanık yabancı olduğunda tutuklanma durumu, yazılı olarak karşı çıkmaması
halinde, vatandaşı olduğu devletin konsolosluğuna bildirilir.
g)
Haksız Tutuklama yapılması halinde Tazminat Talep Hakkı
Kanunlarda
belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına
karar verilmesi halinde bu sürelerde uğranılan maddi ve manevi her türlü
zararın tazmini devletten istenebilir. Belgenin başına gitmek
için tıklayınız.
Tutuklama ile suç işlediği hakkında kesin
hüküm bulunmayan bir kimsenin tedbir olarak ve belirsiz süreli özgürlüğü
kısıtlanmaktadır. Dolayısıyla tutukluluk halinin denetlenmesi gerekmektedir.
·
Soruşturma evresinde 30 günde bir olmak üzere Cumhuriyet
savcısının talebiyle Sulh Ceza Hakimi tutukluluk
nedenlerini göz önünde bulundurarak tutuklu veya müdafisini de dinleyerek
tutukluluk halinin devamına ya da sonlandırılmasına karar verir.
·
Aynı şekilde tutuklu veya müdafisi de
tutukluluk hali süresince 30 günde bir Sulh Ceza Hakiminden tutukluluk halinin
denetlenmesini talep edebilir.
·
Kovuşturma evresinde tutukluluğun
devamına mahkeme karar verir. Mahkeme tutukevinde bulunan sanığın tutukluluk
halinin devam edip etmemesi gerektiğine her duruşmada, koşullar gerektirdiğinde
(örneğin duruşma aralarına uzun zaman girmişse) duruşma aralarında 30 günde bir
karar verir. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.
Yargılama
sonunda bir ceza kararı verilmesi halinde gözaltına alınma süresi dahil
tutuklama ile özgürlüğün kısıtlandığı süre mahkum
olunan cezadan mahsup edilir.
Hükmedilen
ceza adli para cezası ise bir günlük özgürlük kısıtlaması için yüz Türk Lirası
sayılmak üzere bu cezadan indirim yapılır. Belgenin başına
gitmek için tıklayınız.
a. Ceza
İnfaz Kurumları ve Tutukevleri İzleme Kurulları Kanunu
b. Uluslararası
temel insan hakları belgeleri
c. Ceza
ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkında Kanun
d. Hükümlü
ve Tutukluların Ziyaret Edilmeleri Hakkında Yönetmelik
Belgenin başına gitmek için tıklayınız.