HAKSIZ TUTUKLAMA, ARAMA, YAKALAMA VE EL KOYMA NEDENİYLE TAZMİNAT HAKKI

 

1.     Hangi Hallerde Tazminat Talep edebiliriz?

2.     Dava hangi kuruma karşı açılmalıdır?

3.     Dava ne kadar süre içinde açılmalıdır?

4.     Davaya bakmakla Yetkili ve Görevli  Mahkeme  hangisidir ?

5.     Tazminat davası başvuru dilekçesinde dikkat edilmesi gereken esaslar nelerdir? Dava süreci nasıl devam eder?

6.     Tazminat davasında hangi zararların tazmini talep edilebilir?

 

Koruma Tedbirleri

Koruma tedbirleri, kişi hak ve özgürlüklerine yönelik önemli sınırlamalar getiren ceza muhakemesi işlemleridir. Bireyin suçu işleyip işlemediği henüz belli olmadan başvurulan koruma tedbirleri, kişi hak ve özgürlüklerine yönelik önemli sınırlamalar getirmektedir.

 Koruma tedbirlerinin temel hak ve özgürlükleri her an zedeleyebilecek durumda olması, bu tedbirlere başvurma koşullarının hukuk devleti ilkesine ve insan haklarına uygun olarak ele alınıp düzenlenmesini gerektirir.

Bireylerin koruma tedbirlerinin uygulanması sürecinde bir haksızlığa uğramalarının önlenebilmesi için bu tedbirler ile ilgili usul ve esaslar başta Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi olmak üzere Anayasa ve kanunlar gibi yasal mevzuatta ayrıntılı olarak düzenlenmiştir.

Anayasanın 13. Maddesi “Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir” demektedir.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununda yer alan koruma tedbirleri;

1. Yakalama ve gözaltı
2. Tutuklama
3. Adli kontrol
4. Arama ve el koyma
5. Telekomünikasyon yoluyla yapılan iletişimin denetlenmesi
6. Gizli soruşturmacı
7. Teknik araçlarla izlemedir.

Koruma tedbirlerinden, yakalama veya tutuklama kararı kişi özgürlüğüne, arama kararı konut dokunulmazlığına ve el koyma mülkiyet hakkına müdahale niteliğindedir.

 Adli makamlar tarafından tutuklama, yakalama, gözaltı veya el koyma gibi koruma tedbirleri uygulanarak yapılan soruşturma veya kovuşturma sonucunda kişinin suçsuz olduğu anlaşıldığında; yani savcılık tarafından takipsizlik kararı verildiğinde veya mahkeme tarafından beraat kararı verildiğinde, koruma tedbirlerinin de haksız olarak uygulandığı tespit edilmiş olur.

 Bu durumda, haksız koruma tedbirleri uygulanan kişinin devlete karşı maddi ve manevi tazminat davası açma hakkı doğar.

Haksız Tutuklama, Arama, Yakalama ve El Koyma Nedeniyle Tazminat Hakkı

Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin 5. maddesi, tutuklama ve yakalamaya ilişkin düzenlemenin sonunda “iş bu maddenin hükümlerine aykırı olarak yapılmış bir yakalama veya tutuklama işleminin mağduru olan her şahsın, tazminat istemeye hakkı vardır” ifadesi ile sözleşmede belirlenen esaslara aykırı olarak gerçekleştirilen bir yakalama veya tutuklama nedeniyle zarar görenlerin tazminat talep edebileceğini hükme bağlamıştır.

Anayasanın 19. Maddesinin son fıkrasında; “Bu esaslar dışında bir işleme tâbi tutulan kişilerin uğradıkları zarar, tazminat hukukunun genel prensiplerine göre, Devletçe ödenir.” Hükmü getirilmiş. Yine anayasanın 40/3 maddesinde ise ; “Kişinin, resmî görevliler tarafından vâki haksız işlemler sonucu uğradığı zarar da, kanuna göre, Devletçe tazmin edilir. Devletin sorumlu olan ilgili görevliye rücu hakkı saklıdır” hükmü ile devletin tazminat yükümlülüğü tekrarlanmıştır.

5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 141.ve 142. Maddeleri ile de haksız tutuklama, gözaltı, arama ve el koyma nedeniyle devlete karşı tazminat davası açılabileceğine dair yasal düzenlemeler yapılmıştır. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

1.  Hangi Hallerde Tazminat Talep edebiliriz?

Kişilerin devletten hangi sebeplere dayanarak tazminat talep edebileceği CMK m.141’de tek tek sayılmıştır.

Soruşturma veya kovuşturması sırasında;

a) Kanunlarda belirtilen koşullar dışında yakalanan, tutuklanan veya tutukluluğunun devamına karar verilen,

b) Kanuni gözaltı süresi içinde hakim önüne çıkarılmayan,

c) Kanuni hakları hatırlatılmadan veya hatırlatılan haklarından yararlandırılma isteği yerine getirilmeden tutuklanan,

d) Kanuna uygun olarak tutuklandığı halde makul sürede yargılama mercii huzuruna çıkarılmayan ve bu süre içinde hakkında hüküm verilmeyen,

e) Kanuna uygun olarak yakalandıktan veya tutuklandıktan sonra haklarında kovuşturmaya yer olmadığına veya beraatlarına karar verilen,

f) Mahkum olup da gözaltı ve tutuklulukta geçirdiği süreleri, hükümlülük sürelerinden fazla olan veya işlediği suç için kanunda öngörülen cezanın sadece para cezası olması nedeniyle zorunlu olarak bu cezayla cezalandırılan,

g) Yakalama veya tutuklama nedenleri ve haklarındaki suçlamalar kendilerine, yazıyla veya bunun hemen olanaklı bulunmadığı hallerde sözle açıklanmayan,

h) Yakalanmaları veya tutuklanmaları yakınlarına bildirilmeyen,

i) Hakkındaki arama kararı ölçüsüz bir şekilde gerçekleştirilen,

j) Eşyasına veya diğer malvarlığı değerlerine, koşulları oluşmadığı halde el konulan veya korunması için gerekli tedbirler alınmayan ya da eşyası veya diğer malvarlığı değerleri amaç dışı kullanılan veya zamanında geri verilmeyen,

k) Yakalama veya tutuklama işlemine karşı Kanunda öngörülen başvuru imkanlarından yararlandırılmayan

kişiler, maddi ve manevi her türlü zararlarının tazmini için dava açma hakkına sahiptir.

Tazminatı gerektiren hallerden (e) ve (f) bendinde sayılan hallerin varlığı halinde kararı veren mahkeme, kararında mutlaka kişiye tazminat hakkının olduğunu bildirmeli ve yazmalıdır. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

2.  Dava hangi kuruma karşı açılmalıdır?

Dava, Devleti temsilen Hazineye karşı açılır. 

CMK m.142/5: “Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister”. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

3.  Dava ne kadar süre içinde açılmalıdır?

Karar veya hükmün kesinleşmesinden itibaren üç ay ve her durumda bir yıl içerisinde dava açılabilir.

Süre, karar veya hükmün kesinleştiğinin ilgilisine veya vekiline tebliği ile başlar. Tebliğ edilmemesi veya edilememesi hallerinde, karar veya hükmün kesinleşmesinden itibaren, kişiye veya vekiline bildirilsin ya da bildirilmesin her halükarda  bir yıllık sürenin sona ermesiyle dava hakkı düşer.

Temyiz incelemesine giren dosyalarda kesinleşme tarihi, onama tarihidir. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

4.  Davaya bakmakla Yetkili ve Görevli  Mahkeme  hangisidir ?

·       Tazminat Davasında yetkili mahkeme, zarara uğrayanın (davacının) oturduğu yer mahkemesidir.

·       Davada Karar vermekle Görevli Mahkeme Ağır Ceza Mahkemesidir.

Davacının oturduğu yerde sadece bir ağır ceza mahkemesi varsa ve bu mahkeme tazminat talebine konu haksız işlemle ilgiliyse  (örneğin; haksız tutuklama kararını vermiş ise), bu durumda dava en yakın ağır ceza mahkemesinde karara bağlanır.

Aynı yerde başka bir ağır ceza mahkemesi olduğu durumlarda, davaya haksız işlemle ilgisi olmayan mahkemede bakılacaktır.  Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

5.  Tazminat davası başvuru dilekçesinde dikkat edilmesi gereken esaslar nelerdir? Dava süreci nasıl devam eder?

Haksız koruma tedbirleri nedeniyle açılan tazminat davası, herhangi bir harç ve gidere tabi değildir. Tazminat istemini içeren dava dilekçesinin yetkili ve görevli mahkemeye verilmesi yeterlidir.

Dava dilekçesinde, T.C numarası, açık kimlik ve adres, zarara sebep olan haksız uygulamanın ve zararın nitelik ve niceliğinin açıkça yazılması ve tazminat miktarının hesaplanması için gerekli delil ve belgelerin eklemesi gereklidir. 

Dilekçedeki bilgi ve belgelerin yetersizliği durumunda mahkeme, eksikliğin bir ay içinde giderilmesini, aksi halde istemin reddedileceğini bildirir ve süresinde eksikliklerin tamamlanmaması halinde, dava mahkemece, itiraz yolu açık olmak üzere red edilir.

Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra dava dilekçesi ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ eder, varsa beyan ve itirazlarını 15  gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister.

İstemin ve delillerin değerlendirilmesinden sonra tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarını saptamak üzere mahkeme gerekli gördüğü araştırmaları yapar.

Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. Davacı ile Hazine temsilcisi duruşmaya gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir.

Karara karşı, Davacı, Cumhuriyet Savcısı veya Hazine temsilcisi, istinaf yoluna başvurabilir.

Tazminata ilişkin mahkeme kararları, kesinleşmeden ve idari başvuru süreci tamamlanmadan icra takibine konulamaz.

Kesinleşen mahkeme kararında hükmedilen tazminat ile vekalet ücreti, davacı veya vekilinin davalı idareye yazılı şekilde bildireceği banka hesap numarasına, bu bildirimin yapıldığı tarihten itibaren otuz gün içinde ödenir. Bu süre içinde ödeme yapılmaması halinde, karar genel hükümler dairesinde infaz ve icra olunur. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.

 

6.  Tazminat davasında hangi zararların tazmini talep edilebilir?

Koruma Tedbirlerinin Haksız uygulanması nedeniyle devlet aleyhine açılacak tazminat davasında maddi ve manevi kayıpların tazmini talep edilebilir.

Uygulamada en fazla haksız gözaltı ve tutuklama nedeniyle tazminat davaları açılmaktadır. Maddi tazminata konu olabilecek hak kayıpları;

·       Tutuklu veya gözaltında kaldığı sürede çalışamamaktan veya işyerinin kapalı kalmasından dolayı kazanç kayıpları,

·       Uzun süreli tutuklanma nedeniyle işten çıkarılmışsa, işverenden alamadığı ücret, ikramiye ve sosyal yardımlar ile yoksun kaldığı kıdem tazminatı,

·       Haksız tutuklanan kişinin herhangi bir işi ve kazancı olmasa bile, tutuklu kaldığı süreye göre asgari ücretten hesaplanacak tazminatı,

·       Ceza mahkemesinde avukatla temsil edilmişse, avukatına ödediği vekalet ücreti, (ücret sözleşmesi, makbuzu eklenmelidir)

·       Tutuklu kaldığı sürede cezaevinde yaptığı masraflar gibi maddi anlamda “her türlü zararları” istenebilecektir.   
 Manevi tazminat, haksız uygulama nedeniyle kişilerde oluşan psikolojik ve ruhsal yıpranmaların biraz olsun hafifletilmesi, olumsuz manevi etkilerin giderilmesi amacıyla istenmektedir.
Manevi tazminatın herhangi bir ölçüsü olmadığı için; kişinin sosyal, ekonomik ve hukuki durumuna, mesleğine, toplum içindeki saygınlığına, aile bireylerinin durumuna, üzerine atılı suçun niteliğine, haksız uygulamaya maruz kaldığı süreye göre belirlenmektedir. 

Haksız tutuklama, gözaltı, yakalama veya el koyma nedeniyle açılabilecek tazminat davaları; kişi özgürlüğüne ceza hukuku müdahalesinin etkilerini gidermek amacıyla açılan önemli bir dava türüdür.

Tüm adli süreçte olması gerektiği gibi tazminat davasında da istenilen hakkaniyete uygun sonuca ulaşılabilmesi için davanın bir avukat–vekil tayin etmek suretiyle takip edilmesinde yarar vardır. Belgenin başına gitmek için tıklayınız.